İçeriğe geç

Dünyada ilk AVM nerede açıldı ?

Dünyada İlk AVM Nerede Açıldı? Modern Tüketim Tapınaklarının Doğuşu

Bugün şehirlerin kalbinde yükselen alışveriş merkezleri (AVM’ler), sadece ticaretin değil, aynı zamanda toplumsal yaşamın da merkezleri haline geldi. İnsanların bir araya geldiği, sosyalleştiği, tüketime dayalı modern ritüellerin sergilendiği bu dev yapılar, aslında uzun bir tarihsel sürecin ürünüdür. “Dünyada ilk AVM nerede açıldı?” sorusu, yalnızca mimari bir merakı değil; modern toplumun ekonomik, kültürel ve ideolojik dönüşümünü anlamaya da kapı aralar.

Tarihsel Kökler: Antik Çağdan Modern Ticarete

Alışveriş merkezlerinin tarihi, aslında insanlık kadar eskidir. Roma’daki Trajan Forumu (MS 110) birçok tarihçi tarafından dünyanın ilk alışveriş merkezi olarak kabul edilir. İmparator Trajan tarafından inşa ettirilen bu yapı, dönemin en kapsamlı ticaret kompleksiydi. Yaklaşık 150 dükkân ve ofisin yer aldığı çok katlı yapıda, hem ticaret yapılır hem de sosyal etkinlikler düzenlenirdi. Bu açıdan bakıldığında, Trajan Forumu yalnızca ekonomik bir merkez değil, aynı zamanda Roma kamusal yaşamının vitriniydi.

Bu model, yüzyıllar boyunca farklı biçimlerde karşımıza çıktı. Orta Çağ’da kapalı çarşılar ve bedestenler Doğu’nun ticaret kültürünü şekillendirdi. Osmanlı’daki Kapalıçarşı (15. yüzyıl) bu mirasın en görkemli örneklerinden biridir. Geniş koridorları, dükkânları ve kervansaray bağlantılarıyla, modern AVM’lerin işlevsel öncülü sayılabilir. Yani, “alışveriş merkezi” fikri Batı’da endüstriyle değil, ticaretin toplumsal dokusuyla doğdu.

Modern Çağın Dönüm Noktası: Galleria Vittorio Emanuele II

19. yüzyıla gelindiğinde sanayi devrimiyle birlikte kent yaşamı hızla değişti. Artan kent nüfusu, yükselen orta sınıf ve yeni tüketim alışkanlıkları, mimaride de dönüşüm yarattı. Bu dönemin simgesel yapısı, 1877’de İtalya’nın Milano kentinde açılan Galleria Vittorio Emanuele II oldu.

Cam kubbesi, demir konstrüksiyonu ve estetik iç düzenlemesiyle dünyanın ilk modern kapalı alışveriş galerisi olarak anılan bu yapı, sadece ticaret değil, aynı zamanda şehir kimliğinin bir parçası haline geldi. Kafeler, lüks mağazalar ve sanat galerileriyle dolu bu mekân, tüketime estetik bir anlam kazandırdı. Modern AVM kültürünün mimari atası tam da bu noktada ortaya çıktı.

20. Yüzyıl ve “Alışverişin Demokratikleşmesi”

II. Dünya Savaşı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri, banliyöleşme süreciyle birlikte yeni bir yaşam biçimi yarattı. Otomobilin yaygınlaşması, şehir merkezlerinden uzak yeni yaşam alanlarını doğurdu. İnsanların kolayca erişebileceği, güvenli, temiz ve konforlu alışveriş alanlarına ihtiyaç duyuldu. İşte bu dönemde, 1956 yılında Minneapolis’te açılan Southdale Center, dünyanın ilk tam kapalı modern alışveriş merkezi olarak tarihe geçti.

Avusturya doğumlu mimar Victor Gruen tarafından tasarlanan bu yapı, modern AVM kavramını kurumsallaştırdı. Gruen, alışveriş merkezlerini yalnızca ticaret için değil, toplumsal yaşam alanları olarak tasarlamıştı. Ancak zamanla bu ideal, tüketim ekonomisinin baskın dinamiklerine teslim oldu. Gruen yıllar sonra “benim düşüm, kapitalizmin tapınağına dönüştü” diyerek bu dönüşümü eleştirdi.

Günümüzde Akademik Tartışmalar: AVM’ler Yeni Kamusal Alanlar mı?

Bugün akademisyenler arasında AVM’lerin toplumsal işlevi üzerine farklı tartışmalar sürmektedir. Bir yandan AVM’ler, kamusal alanların yerini alan güvenli ve düzenlenmiş mekânlar olarak övülürken, diğer yandan tüketim ideolojisinin mekânsal araçları olarak eleştirilir.

Sosyologlar AVM’leri “kontrollü kamusallık” kavramıyla açıklar: İnsanların bir araya geldiği ama spontane kamusal etkileşimin engellendiği steril alanlar… Alışveriş özgürlüğü adı altında bireyin tüketici kimliğine indirgenmesi, bu tartışmaların merkezinde yer alır. Buna karşın, kimi araştırmacılar AVM’lerin postmodern şehirlerin yeni meydanları olduğunu, toplumsal aidiyetin bu alanlarda yeniden inşa edildiğini savunur.

Türkiye’de AVM Kültürünün Yükselişi

Türkiye’de ilk modern AVM örneği, 1988’de açılan Atakule ve hemen ardından gelen Galleria İstanbul ile görülür. Bu yapılar, dönemin ekonomik liberalleşme politikalarıyla paralel gelişti. 2000’li yıllarda ise AVM’ler yalnızca alışveriş değil, zaman geçirme mekânı olarak tanımlandı. Bugün Türkiye, Avrupa’nın en hızlı büyüyen AVM pazarlarından biri konumundadır.

Sonuç: AVM’ler Modern Zamanların Tapınakları mı?

“Dünyada ilk AVM nerede açıldı?” sorusunun cevabı, aslında insanlığın toplumsal ve ekonomik evrimini anlatır. Roma’nın Trajan Forumu’ndan Milano’nun Galleria’sına, oradan Minneapolis’in Southdale Center’ına uzanan bu çizgi, tüketimle modernliğin nasıl iç içe geçtiğini gösterir.

Bugün bir AVM’nin merdivenlerinde yürürken, belki de farkında olmadan binlerce yıllık bir geleneğin içindeyiz: Ticaretin estetikle, mekânın ideolojiyle, alışverişin kimlikle birleştiği bir hikâye bu. Modern dünyanın en parlak ışıkları, aslında çok eski bir sorunun gölgesini taşır: İhtiyacımız olanı mı alıyoruz, yoksa kendimizi mi satın alıyoruz?

Kaynaklar

  • Gruen, Victor (1960). The Heart of Our Cities: The Urban Crisis—Diagnosis and Cure.
  • Benjamin, Walter (1982). The Arcades Project.
  • Rybczynski, Witold (2010). Makeshift Metropolis: Ideas About Cities.
  • Harvey, David (1990). The Condition of Postmodernity.
  • Kazma, Arda (2019). “Tüketim Mekânı Olarak AVM’ler ve Kamusal Alanın Yeniden Tanımı.” Kent ve Toplum Dergisi.
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbetvdcasino girişbetexper güncelsplash